İmkânsızlık

Birlikte karşılıklı atışsaydık keşke,
Uzanıp yan yana yıldızlara dalsaydık.
Sadece göz göze bakışabilseydik,
Ve ya bir merhaba karşılıklı,
Yeterde artardı bana
Ama imkânsız.


Bir doğum günü

Gün ağardı, ışıdı.
Uyuyor mu? Bilmem.
Yatmalıyım artık.
Ve nice yıllara
Yılların şerefine.
Zannetmeyin ne şarapçı nede rakıcı,
Sadece laf olsun, latife olsun,
Umudu içmek yeter, bana.
Çay severim, bir de ayran
Cola bile sevmem işte gerçek,
Bilmem anlatabiliyor muyum?

Kilitlenme
Bir asma kilit almalıyım,
Önce iki dudağıma geçirmeliyim,
Sonrada beynime, kalbime.
Olur mu? Dersiniz neden olmasın.
İstekleriniz bunlar değil mi?
Düşünememek, sevememek,
Ve de gözleri kapalı her şeye
Duygularımı nasıl kilitlemeliyim?
Onu da size soruyorum?
Ya kalemimi, yazma isteğimi?
İşte buna kimse engel olamaz
Kilitlenmek tüm güzelliklere,
Sevgilere tutsak yaşamak,
Karanlıklar içinde zümrüt bir ışık,
Bir de safir olmak, yakut belki de,
Renkli taşların karanlıktaki aydınlığı
Pırlanta olmak hayal bana,
Aslında gerçek olan şu;
Hiçbir şeyime ben olduğum sürece,
Kilit vurma isteğiniz,
Asla olamaz,
Bu benim işte

Dostluk

Elveda dostum sana
Sen ki güçlü bir kişi,
Aslında ne kadar güçlü.
Dostluğun, inadına yaşamak mı?
Öyle anlıyorum yalan mı?
Seni; çok zor günler de tanıdım,
Zemheride güç verdin bana.
Sen zemherideyken bahar oldum sana,
Saçlarına kır çiçekleri taktım hayatın,
Gönlüme serin bir su,
Yüreğime ferahlık oldun,
Zaman akıp gitti,
Yollarımız ayrıldı,
Bir köşede karşılaştık.
İki eski dost, gerçek arkadaş olarak
Ne kadar değişmişsin,
Belki de öyle görünüyorsun,
Sen fıkır fıkır güzel kadın,
İyi bir direk bulmuşsun kendine.
Dans ediyorsun hayatla
Nasıl yaptın bunu, anlatsana.
Anlatsan, yazsan anlamsız,
Ne kadar algılayabilirim,
Senin dünyan ayrı, benimki apayrı

Hürriyet

Bu ateşi küllemek,
Nafile boşa gayret,
Su bile söndüremez
Yangın volkan olmuşum,
Patlamadan yaşamak,
Nafile boşa gayret
Değmez diyorum değmez,
Hiçbir şey bu kadar kedere,
Güle oynaya yaşamak,
Yetmez mi bir çekirdeğe
Yalnızlık, esaret,
Köle ve efendisi.
İşte bu ikilem koyuyor bana,
Hürriyet istiyorum ama boşuna,
Çok kan, kavga olmalı Akmalı önce.
Öyle kolay değil ki;
Tarih bile dopdolu,
Boğulmuş epey şeye
Zaman diyorum zaman;
En kalın zincirleri,
En değişmez kavramları,
Ancak zaman açacak,
Tıkanmış kanalları,
Bir su gibi akacak,
Tepeden tırnağa hürriyet
Yıkanacak tüm pislikler
Ak günlere soyunacağız teker teker

Yaşamak istiyorum

Beni üzmeyeceksiniz
Yeter artık yeter.
Yaşamak istiyorum
Umutlarınız, hayalleriniz,
Benim ve ya başkası,
Sadece beni üzmeyeceksiniz
Zevk mi veriyor size,
Anladığınız ne?
Seninde durumun iç açıcı değil,
Birlikte el ele umutlu yarınlara,
Koşmak, gülümsemek neden olmasın
Fırtınalar esti yüreğimizde,
Rüzgârlar, esintiler,
Ve de boğulduğum yaz geceleri,
Paylaştı yalnızlığımızı
Mutlu olmasını bilmeliyiz,
Büyük hedeflerimiz olmalı,
Korkularımızı yenmesini de bilmeliyiz
Korkularımızsa yaşam engelimiz,
Yeneceğiz ve de bırakacağız korkmadan
Bunu da en çok biz yeneceğiz,
Umutlarımızın şerefine ve de;
Yaşamın şerefine
Bir bardak rakı keyfiyle,
Dağıtalım yalnızlığımızı ve de
Hayallerimiz, umutlarımız geleceğimiz
Çocuklarımız...
Biz olmalıyız, sevgilerimiz.

Sisler içinde

Sisler içinde geldin bana
Çok çekiciydin
Aklımı aldın derinden,
Görkemli bir gemiydin,
Çok şaşırtmıştın,
Ondan bu kadar dayandım
Kara saplı bıçak gibiydin
Çok şaşırtıcıydın ve de,
Deliydin, çılgın...

Ağlayan şair

Kendisi çatlamadan,
Toprağı çatlatmazmış tohum
Yazmak kolay değil öyle;
Birikim ister, dolmak ister,
Ağıt ister...
Ağlarsın boşalırsın,
İçersin rahatlarsın,
Haykırırsın gene rahatlarsın
Dolmadan boşalmazmış insan,
Duygulanmadan gülümsemek,
Ağlamadan yaşamak
Hissiz yaşamak en önemlisi,
Taş gibi yaşamak,
İmkânsız olamaz 

Dağ gelinciği

O bir dağ gelinciği
Ne koklayabilirsin,
Ne dokunabilirsin,
Ne de elini sürebilirsin
O kadar ince, dikenler içinde,
Fırtınalar götürdü onu,
İnce yaprakları titrek,
Etrafına zevk veren, neşe veren,
Umut veren en önemlisi 
Bir dağ gelinciği idi o

Bayram

Bayram nedir?
Olmayana kavuşmaktır
Açlıktan tokluğa,
Yokluktan varlığa,
Hasretten kavuşmağa,
Bayram denir töremizde...

Paylaş: