Kitaplarım

Nesrin Özyaycı
Kitapları

Our Blog post image goes here

“ Harabeler arasında bir arkeologun bulduğu en değerli gelecektir dün. Sanatçıların hünerli elleri yaratır insanlığı. Yontulmuş, şekil verilmiş haliyle bir müzede, cam bir fanusta, herkesin uzaktan baktığı, geçmişini göremediği, taşlardaki çizgileri anlayamayacağı, yazılmamış, tarif edilmemiş bir yolun bilinmeyen dönemeci, dünün karanlığından aydınlığa koşmak isteyen, sonra yorulup gene karanlığa özlem duyan buruk bir öyküdür yaşam.”
“Yalnız gecelerde, parmağımı emerek büyüttüğüm, kirpik aralarımdan, gözlerime görünmeden, yanaklarımdan üşüyerek içime akan son damladır o. Anlamsız gecelere anlam katan, esrarlı karanlıklar arasından kutup yıldızı gibi yüzünü gösteren, bütün gizemiyle sabahı karşılayan bir sevinç… Çiçeğe, güneşe, yağmura ‘seni seviyorum’ diyen bir duygu seli, zor gecelerde, acımasız günlerde, sıcakla soğuk arası bir anıdır aşk. “
IŞIK II şiir, Nesrin Özyaycı, arka kapak sözcükleri/ IŞIK II Poetry, Nesrin Özyaycı, back cover words

Our Blog post image goes here

"Eğer özgürlük olsaydım, yürüyüşe çıkardım. Her sabah nasırlanmış ellerinde bir köylünün. Ve hiç durmadan koşardım, kirli tulumunda bir işçinin. Ben özgürlük olsaydım, aşık olurdum o kitaplara. Peşini bırakmazdım bir sinemadaki sansürün. Tüm tabuları toprağın altına süpürür, töreleri Mars'a fırlatırdım.
Özgürlük olsaydım eğer; bir silgide saklanmaz, tükenmez kalemde dökülürdüm. Kararlı bir şekild...e duvarların arasından çıkar, yüksek tepelere tırmanır, tüm kır çiçeklerini senin için toplardım."
-Nesrin Özyaycı- (Önsöz'den)
Son umudumdan uçurtma yaptım, yıldızlara saldım bir gecenin alaca karanlığında,
belki çıkıp gelirsin diye. eskisi gibi.
Nesrin Özyaycı

Our Blog post image goes here

“ Cılız, sığ bir çay akıp gider Antep şehrinin içinden. Alleben’ dir adı. Ben Alleben’ de boğuldum, evet. Zor zamanlar geçti, çırpınarak, çırpındıkça dibe daha da batarak. Herkes bir şekilde ölür. Kimini hoyrat bir rüzgâr savurup atar, kimini yaman bir alev yakıp yutar, kimini toprak alıp yer, kimini de su çekip boğar. Ölümümün adı Alleben oldu.(… )Bir baktım, su olmuşum. Buhar olmuşum sonra. Vakti gelmiş gök gürlemiş düşmüşüm yere yine, bir nisan yağmuruyla ve Alleben kıyısında bir fidana dokunmuşum. Bakın, rengim yapraklarında, özüm damarlarında. İşte yeniden doğuyorum… Burada… ” Nesrin Özyaycı

Our Blog post image goes here

“İnsanın ayağı kaç defa takılır aynı acıya?
Elvedasız kayıplar arasında ellerim dopdolu. İçimdeki taş plakta kimseye söyleyemediğim ama iliklerime kadar hissettiğim şarkılar çalmakta.
Ölüm, tren raylarından geçiyor şimdilerde. Yaşamı seviyordum. Zehir tadımı; umut kıvılcımlarıyla tutuşturan anılarımı, anlatmaya cesaret edemediğim geçmişimi soluyordum.
Ağız dolusu kusarken öfkemi, kahkahalara boyuyordum geçmişi.
Her şey soğudu, küresel ısınmaya karşın... Savaşların, çekişmelerin soğuğu yakıyor dünyamızı.
Perdeyi açıp ay ışığını içeri davet edecektim ki, vazgeçtim.
Seni hiç sevmedim mavi gökyüzümü çalan gece.” Nesrin ÖZYAYCI

Our Blog post image goes here

“How many times can one get stumbled by the same stone of pain? Amongst losses without farewells, my hands are full. Songs which I could never mention anyone about but felt to the core are playing on the long-play inside me. Death is passing over railways nowadays. I did love life. I was breathing my memories that make my poison-taste catch fire with sparks of hope and my past that I cannot dare to tell. As I was vomiting out my mouthful anger, I was painting the past with laughters. Everything has cooled despite global warming… Coolness of wars and conflicts burn our world away. I was just about to pull the curtain open and invite moonlight inside, but I changed my mind. Never did I like you, Night that stole my blue sky.” Nesrin Özyaycı