Hoşçakal, hoşgeldin... Sana hoşçakal kendime hoş geldim.. Hoşgeldim kendim ben kendime hoş geldim... Hoş geldin sevgili, hoş geldin güzellikler, hoş geldin kocaman ben... Yitirmeye yüz tuttuğum o güzel benliğime yeniden kavuşabilmek ne güzel... Güzel olan kendimle attığım barış adımlarım, üretkenliğim ve sevgi dolu coşkum olan sevgilim... Hoş geldim... Kendime özel, farklıdaki zor olan kendime hoş gelmişim... Kendimi umursayabilmem kendimle ayakta kafa tutabilmem bu kadar pisliğe kırılmış dallarımdan verdiğim sürgünlerle ve inat tüm acılara gülebiliyorum herbir şeye... Sen orada onlarla kal, kavgalarınla, öfkelerinle özgürlüğünle kalki ben burda rahat edeyim kendimle... İşte senin özgürlüğün sende benimki bende kalmış ve ne mutlu bana... ve onca işkence elvedasız bir merhabayla noktalandı kendime merhaba diyebilmenin onuruyla yaşamak en güzeliymiş meğer... Kendimle buluşmama merhaba diyebilmenin tadını yaşıyorum umarsızca... Kendimi almışım, gidiyorum uzaklara kendimle koyun koyuna iç içe, aldığım derslerle hatalarımla herşeyimle sevdim bu güzel dünyayı... Umutlara doğru, idealizm seçeneği ile ayakta, onurluca ve sağduyumla ve her geçen gün bir adım daha barışa sevgiye... ve kendim olabilme umuduna akıyorum hızlıca... Bu savaştan aldığım yaralarımı sararak gülümseyebilme ilacımı derinden sürerek mutluluğa doğru koşar adım gitmekteyim... İşte öyle bir zıtlık, elveda ve merhaba güzel gelecek diye sisli bulutların açılacağı pencerelerimle, doğacak yeni ışıklara güneşe doğru aydınlığa atıyorum kendimi...

Paylaş: