Saatlerin güneşin kizilligina kariştigi ve zaman kavraminin yitip gittigi bir anda düş ve gerçegin hikâyesi başlamak üzereydi. Rüzgâr usulca dokunuyordu yüregime ve hafif bir ürperme! Neydi beni böyle heyecanlandiran? Aslinda cevabini biliyordum. Ama susuyordum. Susuşlarim büyüyordu akşamin sessizligine karşi! Ve ben düş ve gerçegin hikâyesini yaşiyordum. Karşimda yüreginde şiirin tomurcuklariyla bana bakan yürek işçileri, hoş kokulari farkli anlamlar katiyordu rüzgâra. Yürek işçilerinin o kisa mesaisi başlamişti. O an istedim ki saatlerce sürsün. Ama maalesef geriye yine bir rüya ve bir yaşanmişlik kaliyordu. Öyle bir yaşanmişlik ki bu, tarifi imkânsiz... O an tüm şairlere yüregimi açmiş ve onlari yüregimin iklimsel sicakliginda misafir ediyordum. Karşimda yürek işçileri, karşimda yüreginde şiirin tomurcuklariyla bana güzel insanlar....

                Artık dakikalar saatlere kızıyor. Düş ve gerçeğin hikâyesi yavaş yavaş bitiyordu. Soluksuz bakıyordum karşımdaki genç şairlere yani yürek işçilerine... Kim mi bu yürek işçileri? Gaziantep Üniversitesi Edebiyat Toplulugu. Yani düş ve gerçegin hikâyesinin kahramanlari, yani yürek işçileri........

                  Her yürek bir şiirdi bende ve ben tüm bu yüreklerin içinde yaşanmasi gereken ne varsa aşka, umuda, sevdaya ve güzellige dair her şeyi yogunluguna yaşiyordum. Serin bir akşam üstünün ilk yaz sevmeleriyle, yüregimde şiir, şair ve mutluluga koşan kifayetsiz kelimeler vardi. Adim atilacak tek bir yer bile kalmamişti yüregimde.. Öylesine çogullaşiyordu ki sevgilerim ve bende yitik bir şair gibi agirliyordum yüregimde şairleri ve yürek işçilerini.

                      Şimdi dudagimda bir şiirin islakligi ve ellerimde firari bir aşkin bulaşigi dalip gidiyorum. Uzak ülkeler, uzak şehirler ve haritada yeri bile olmayan yerler... Size geliyorum. Yüregimde şairler, yüregimde şiirler ve yüregimde yürek işçileriyle size geliyorum. Düş ve gerçegin hikâyesini yaşamaya sizler de hazir misiniz?

                Şiir yürekli tüm dostlara sevgilerimle Mahmut Yıldırım

Paylaş: