25 Aralık.2003’ ü takiben hangi gündü anımsamıyorum bir arkadaşım aradı telefonla. AKP il yönetimi için çalıştığını, benim de çok iyi işler yapacağımı anlattı. Devamını duymak şaşırttı diyebilirim. İl Yönetiminde ve... Şaşırdım, olmaz dedim, ancak yok da diyemedim... Nurçin Gören son derece cesur, açık sözlü, güvenilir bir arkadaşım. Bu şehirde eğitime çok destek vermiş değerli bir insan. İyi de etmiş aradığına. Öylesine izlemek amacımla gittim AKP ye... Aynı gün Gaziantep Ticaret Odası Toplantı Salonunda düzenlenen bir paneli izledim. Hem de zevkle... Hani “Oturmam diyen yatmış, yemem diyen sofranın yamalığını kapmış” derler ya aynen işte öyle. Panelin ötesi bir toplantıydı, kendimi İngiliz Kültürün hazırladığı konsey toplantılarında gibi hissettim. Ve dedim ki içimden “helal olsun”. İsmini unuttuğum o kadar kişiyle karşılaştım ki sormayın? Kadın Devlet Bakanı, Kadın Denizli milletvekili, Kadın Sosyolog, Kadın Araştırmacı ve şehrimizden çıkmış ilk kadın milletvekilimiz, Fatma Şahin... Aferin Fatma Şahin'e... O kadar Sıra dışı Kadını toplamış, 25 Aralık bahanesiyle şehrimize getirmiş. Sadece onun adı aklımda kalmış nedense... Bana “Neden siz bir ilk olmayasınız” lafı kulaklarımda. Ancak olmaz. Bana şimdilik siyaset olmaz. Neden mi? Kızlarım, işim, kitaplarım var yakın hedeflerimde. Uzakta belki diyebiliyorum şimdilik. “Bekle ve gör” diyen Çinliler gibi hep beklemekteyiz görebilmek için uzakları..
Hangi parti bu güne kadar Kadınlara bu denli sırtını dayadı. Dayadı doğru? CHP de bir İSKİ faciasında sayın Ergun Göknel, Feray denen kadına sırtını iyi dayadı da partiyi iyi meşhur etmedi mi? Üzülüyorum... Elbette. Ancak faydasız. AKP kadın desteğine iyi inanmış. Nerde kadına değer veren Sosyal demokratlar? Gördüklerimde yanlışlık mı var dersiniz? Toplumumuzda üretkenlik, eğitim kadınlarımızdan geçmekte. Bunu iyice anlamış olan AKP ye teşekkür etmek gerek değil mi? Peki neden adında, özünde demokrasi yatan bir CHP bunları yapamadı? Bir Lale devri yaşandı diyorum Sosyal Demokratlıkta. Gerileme devri de olacak ancak AKP nin “Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını biz kadınlar olarak başlatıyoruz” dediği cümlelerin altını çizmek istedim... Nerde Atatürk’ ün kurduğu parti, nerde o uğurda mücadele veren eski militanlar? Bence çoğu sapmış gibi, hedeften sapmış doğru. Ok yaydan çıkmış, ancak hangi istikamette dersiniz? Serseri mayınlar gibiyiz çoğumuz.
Evet dedim, bu kadar özgün, akademik ve aklı başında insanlar neden AKP yi tercih ettiler çalışmak için dersiniz? Bence bunun cevabını CHPlilere ya da Sosyal demokratlara sormak istedim? Kendime sordum, ama yetkili Partililere danışmak daha yerinde olacak diye düşündüm. Gerçi şu andan itibaren yapılacak pek bir şey yok gibi? Atı alan Üsküdar’ı geçmiş... Yıllardır değişik partilerden çalışmam için talepler oldu ancak politika nedense bana yakışmadı diyebilirim. Belki de zamanı değil, hazır değilim... Uğradım zaman zaman bazı partilere ancak AKP deki planlı, örgütsel çalışmayı bu güne kadar hiçbir partide göremedim desem yerinde olur. Prensipli, düzenli ve de teşkilatlı bir çalışma izlemekteyim. Kimse kırılmasın. AKP kesin Antep’ te yerel seçimleri alacak. Adım gibi eminim. Üzülmenin, feryat etmenin de anlamı yok...
Yorum yapabilirsiniz, ancak hiçbir aday adayını desteklemiyorum. İsteğim hayırlısı olsun sadece. Zaman zaman Celal Doğan size para mı ödüyor yazılarınız için diye soranlar olmuştur. Cevabım, “Yiğidi öldüreceksiniz ancak hakkını da vereceksiniz...” Olmuştur. Ancak gözlemlerim duyumlarım tek şey. Sosyal demokratlık bitti artık, geçmişte kaldı. Bir Ecevit haklıymış diyebiliyorum ne yazık ki? Lafta kaldı solculuk, tarih oldu desem yerinde. Nerde kaldı yetmişli, heyecanlı, fırtınalı günler. Hepsi yorgun demokrat oldu günümüzde. Lafla siyaset devri sınıfta kaldı bence. Millet uyandı, laflara değil icraatlara bakmakta. Devam etsin sosyal demokratlar birbiri ile uğraşmaya. Maalesef dedi ki demişlerle uğraşırken bir efsane, yerini gerçek demokratlara mı bırakmakta dersiniz? Helal olsun AKP ye diyorum. AKP sürpriz adaylarla cesurca ilerlemekte. Seçimlerini iyi yapmakta. Çalışkan, dürüst, çevresi olan, ahlaktan ödün vermeyen adaylarını göremiyorsak ayıp ederiz değil mi? CHP’ ye tek lafım var. Bence bir geliştirme Vakfı kursun Sayın Baykal, ancak tarafsız gözlemcilerle masaya yatırsın ve eleştirilere de açık olsun diyorum. Eskilerde özeleştiri diye bir kavram vardı? Unutulduysa hatırlanması gerek diye düşünmekteyim... Neydi bizim öğrencilik yıllarımızdaki “öz eleştiri” terminolojisi...
Evet kısaca ben de şunu iyi anladım. Maskeli kişilikleri istemiyoruz. İçi dışına yansımış, temiz, güvenilir, adil insanlara ihtiyacımız var yönetimde. Toplumumuz davranışı ile sözleri birbirini tutmayan insanlarla dolup taşmakta. AKP bunu başarabilir mi dersiniz? Bir dönem topuğumuzun nasırlaşmış kısmına batmış olan diken nasıl çıkartılır dersiniz? Bekleyip göreceğiz, yorulduk gerçi sabrımız kalmadı ama... Yinede can sağ olsun, ancak sağlığa da sultanlık gerek değil mi?