Mesleğe seksenli yılların dar kapısından girdiğim bu güzel okulda hoş bir öğle sonrası... Gaziantep Merkez Anadolu Lisesi Konferans Salonun da birkaç saat ama unutulmayacak bir tadı hoş sohbet... Son derece aktör, Renkli ruhların buluştuğu bir mekan. Güzel vurucu bir başlık ile başlıyor panel. Başarılı bir Antepli yazarın ağzından... “Başarı nedir? ” Ahmet Ümit soruyor, birkaç davetli ve Anadolu Lisesinin o özgüvenli, başarı dolu gençleri yanıtlıyor... Başka sorular? Başarı neler ile ölçülür? Başarının sonuçları hep sayılarmıdır?... Neden ise toplumumuzda hakim olan bir zihniyet.. Sayısalın hakim olduğu bir başarı grafiği yanlışı! Ve başarı yolculuğu girdapları.. ve Kendimizi kandırdığımız o Başarı oyunları..

                  Yazar Ahmet Ümit, Şair Ayhan Bozkurt’un yönettiği, zeki öğrencilerin ve hocaların bir araya geldiği renkli, canlı bir kalabalık Gaziantep Merkez Anadolu Lisesinde... Çok şey öğretti öğrencilerim bu okulda bana. Ben onlara bir şeyler öğretirken onlarda bana çok şey kattılar kısa bir sürede olsa. İsterdim ki bu panel Stadda yapılsın...Hep şarkı ya da Pop konserler mi olacak satadyumlarda? Bence değil...Edebiyatın güzelliğini anlatan bir panel. Edebiyatın sanatın anası olduğunu, insan duygularının değerini, insanların ruhuna inebilmenin yollarını tartışan bir grupla iç içe birkaç saat ama doyumsuz... İnsana armağan edilen en değer şey’in YAŞAM olduğunu, Başarının verebilme duygusu olduğunu, ve yazmanın bir RUH gücü olduğunu iyice anladım... İnsan RUH’unun haritasını çıkartmanın en zor iş yada imkansızlığını öğrendim iyice. Anladıklarımın da sizlere anlatmanın en büyük mutluluk olduğunu bilmenizi isteyerek yazıyorum hevesim ile.. Yazma işinin de altıncı duyu ya da empati gerektirdiğini anladım! Mutluluk ve acıyı harmanlayarak coşkuyu yakalamayı ve iyi yaşamanın buralardan geçtiğini iyice öğrenmedik mi sonuçta?

                   İşte böylesine BİLGİ kokan, böyle bir atmosferde bu organizasyonu gerçekleştiren yürekli eğitimci, okul müdürü İsmail Öztosun. Biz fırtınalı bir eğitimin dingin, doygun, deli dolu bir nesilin sembolü olarak elimizden geleni yapmaktayız. Sayın hocam yaşadığımız aynı dönemin bilgi birikimini günümüz gençlerine verebileceğimiz ölçüde verdiğimize inanmak bizi mutlu etmekte.. Bizi farklı yapan “edebiyat ruhuna” sahip olabilmek mi? yada o “İNSAN” olabilme savaşı mı... Bölüşmeyi sevmek mi dersin İsmail Hoca! Sonradan tanıdığım ama bir o kadar saygı duyduğum Göksel Kolçak. Rehberliği iyi yapmaktasınız sizi kutlarım.. Gayretleriniz ortada anlatmaya gerek var mı? Güzel çalışmalarımız hep sürsün ama biraz daha geniş kitlelere olsa daha iyi olmaz mı? Biliyorum bürokrasi zor iş. Ama anlatarak, ama ikna ederek amaçlarımıza ulaşmamız zor değil biliyoruz... İsterdim ki bu paneli bütün okul öğrencileri dinlesin, katılsın en azından. Bizi okul yıllarımızda öğretmenlerimiz topluca sinemaya götürür idi. Köylere pikniğe giderdik zaman zaman. Paylaşımı toplu gruplarda öğrenmenin kalıcılığını yaşamak güzel değil mi idi? Dört duvar arası ezberci eğitimin yıkılması umudumla devam etmekteyim yoluma. En kalıcı eğitimin yaşayarak, uygulayarak, hata yaparak öğrenmenin gerekliliğine inanamaktayım. Katılımda tanık olduğum değerli isimler. Sayın Hasan Büyükçerçi hocam, bu okulun merdivenlerine ilk adımı attığımız seksenli yılların alacakaranlığında karşılaştığım Sedat Çoruhlu.. ve sevgili meslekdaşlarım Nilüfer Anlar, Nurdan Özsoy gibi içimde büyüyen binlerce öğretmen meslekdaşlarım... Hepinizi, hepimizi yürekten kutlamak istedim güzel çalışmalarımızdan dolayı. Ve aldığımız eleştirileri duyarak devam edelim yolumuza dileğimle...

 

Paylaş: