Yeşil ile toprağın buluştuğu bir gün... Pamuklu şekerlere takılmış binlerce ince belli güzel kızlar, özgür gençler ile iç içe bir gün. Gaziantep Üniversitesinde “Bahar Şenliği”.. Bir kuşağın ağıdını silecek bir gençlik. Rahat, umarsız bir gençlik mi? acaba diye geçirmekteyim içimden. Sahi neredeyim? Seksenli yılların İngiltere Üniversitelerinden anımsadığım “Open Day””Açık Gün” Üniversite Şenliklerine uzandım aniden... Gözlerim tanıdık birilerini aramakta. Boşuna aramaktayım. Nerede benim öğrencilerim? Yataktan kalktığı gibi; uykusuz, gergin gecelerin ertesinde saçını bile taramadan sınıfıma giren Elif’i aramaktayım. En son karşılaştığımda Telecom’da çalışmakta idi... Bakımsız erkek öğrencilerimi aramaktayım. Dağılmışlar her biri dünyanın bir köşesine ben gibi. “O” titrek, utangaç, akıllı öğrencilerimi aramaktayım umutsuzca, küskün bir durumda.. Nerede kaldı o günler? Kaf dağının ardında güneş görmez bir mağarada mı yıllanmakta geçmişimiz küf kokularının yosunları ile?

                    Hani bir şiir de “Benim doğduğum köyde geceleri eşkiyalar basardı” der ya şair. İşte “Benim Üniversitem’ de çok şeyler değişmiş”. Ortada, yansımakta bütün değişimler. Açık ve net anlatıyor bu gençler bana olup bitenleri. Bastırılmış bizim kuşağın gençliği fışkırmış üniversitelerimizde. Ne idik? ne olduk... Bakalım, görelim, bekleyelim daha ne olacağız? Kim bilir? Gerçekten göründüğü gibi rahat mı bu gençlik? Eğer ki! öyle ise? Ne mutlu onlara...

                     Biz kargaşaların içinde yitik bir nesil olarak, kendimizi yitirmeden mücadele ile bir yerlere gelebildik, gelebildik ise eğer? Bir “Bahar Şenliği”nde öğrencilerimi aramaktayım. İzleri hafızamın girdaplarına saklanmış “Sevgili Öğrencilerim”... Nerelerdesiniz sahi!! Benim kız öğrencilerimin başları hep öne eğikti, utangaç, mazlum ama.. Sabahları makyajsız sınıfıma koşuşturan kız öğrencilerim! Nerelerde şimdi? Kimi Arjantin de kimi Belçika da çalışmakta olan kız öğrencilerim. Ve saygı duyup yüreğimde büyüttüğüm erkek öğrencilerim.

                     Onlar hiç Ray-Ban gözlük takmazlardı, takamazlardı... Huzursuz bir gençliğin ardına rahat bir gençliğin doğması güzel..

                    Peki arkadaşlarım nerede? O güzel meslekdaşlarım. Fanatik, öğretmeye gönül vermiş zeki arkadaşlarım. Kimileri küstürülmüş yurt dışına kaçmış. Hong Kong’da, İngiltere de... Dünyanın en güzel üniversitelerinde. Bazıları Özel Üniversitelerde. Olsun ölüm olmasın yine de. Ölenleri yüreğimize gömdük. Sağlık olsun diyerek direnmekteyiz zorluklara sabırla. Sizleri çok özledim ama hayat buymuş anladık...

                    Sanki Bodrum sokakları Üniversitemin alanı, ya da Alanya kale dibi meydanındayım gibi... Bir arkadaşım geldiğin de ziyaretime sormadan cevaplıyor düşüncelerimi...” Nesrin bizim zamanımızda böyle öğrencilere Lümpen” denilirdi diyor. Haklı ama... Davranışlar en güzel anlatım şeklidir duygularımızın diye düşünmekteyim değil mi? Böylesine rahat, özgür ve anladığım ölçüde “Çağdaş” günümüz gençliğini kucaklıyorum gönülden ama tek fark ile. Düşünen, sorgulayan bir gençlik hayal ediyorum geleceğe bu doğrultuda yaşamasını da bilen mutlaka...

Paylaş: