Aynı şeyleri paylaşmanın tam anlamıyla mümkün olamayacağını hep düşünürüm. Ne ben sizin duygularınızı, korkularınızı, hayallerinizi paylaşabilirim, nede siz benimkileri. Yapabileceğimiz en iyi şey iletişim köprüleri kurabilmektir. İletişim köprüleridir önemli olan. Çoğumuz kendi özel dünyamızda yaşarız ve gerçeği unuturuz. Aynı anda hem kendim hem de her şey olabilmeyi severim, gizemli plan budur bence. Okyanusta bir damla gibi olabilmek güzel olan. Saflaşmak, yaşamdaki zehirlerden kurtulmakla mümkündür, zehirli duygular, zehirli düşünceler, zehirli ilişkiler.
Fiziksel bedenimiz ve duygusal bedenimiz hep vardır, var olacaktır da. Duygusal bedende; sevdiğimiz, sevmediğimiz, korkularımız, umutlarımız, arzularımız hep vardır Birde bilgi bedenimiz, zihinsel bedenimiz gizlidir duygusal bedenimiz içinde. Gördüğümüz şu ki, karışık duygularla dolu insanların karışık evleri oluyor, mutlu doyumlu insanlar ise düzenli evlerde oturuyorlar. Fiziksel görünümün ardında, duygular, arzular, korkular, ümitler ve hayaller gördüm eğer görecek gözünüz varsa bakın görebileceksiniz sizde. Yaşayan her şey sadece değişik maske takmış bir evrendir. Neyi yerine niçin ' i sormalıyız kendimize? Dışımızdaki hayat gerçek olandır, büyüde içimizdeki biziz, ya da ben olan biz… Olan ya da yaşanmış her şey iyidir Zihnimiz; anılar dosyasına sahiptir, bunlar arasında gidip gelir. İçinizde ne görebiliyorsanız, dışa yansıtırsınız. Büyücü içimizde ve hep doğmayı bekler. Ağır, hafif, siyah, beyaz, güneş, ay. Hepsi vardır. Aya bakacak kimse yoksa ayda yoktur zaten. Şüphenin ardında hep şüphe eden mutlaka vardır. Düşünmenin ardında saf bir bilinç dünyası vardır. Anılar kadar özel bir şey olamaz Bir çiçeğe herkesin bakışı farklıdır. Egoyu bir kenara itmeliyiz, işte o zaman hepimizin sınırsız bir ışık alanı olan bilinçle çevrelendiğini göreceğiz. Egoyu aşıp, evrensel bilinç okyanusuna dalmalıyız ki güzellikleri görebilelim.
Dünyayı değiştirmek istiyorsak, ona bakış açımızı değiştirmeliyiz. Işık hızında ilerleyen bir birey olmalıyız ki yakalayalım güzellikleri. Deneyleri düşüncede yapmak önemli olandır ..Yaşanılmayan hiç bir şey öğrenilmez . En büyük güç düşüncedir. Akıl+ruh+deneyim bir araya geldiğinde kapı açıktır. Mükemmellik bedenimizin ya da deneyimlerimizin mirasıdır. Hiç kimse aynı hızda öğrenemez. Hepimizin içinde bir gizem vardır, o her şeyi görür ve bilir. Zıtlıkların ötesinde bir gizem, gördüğümüzde kökü görülmeyen bir dünyadır. Doğa bu gizemin hallerini yansıtır. Ziyafetin tümü ilk kaşıktadır. İnsan bedeni aşan bir düzeyde yaşıyor, karışık duygularla yaşıyoruz. Kendimiz için iyi bir yaşam oluşturamayacak kadar da zayıfız. Yalnızca; duygularımıza, gördüklerimize ve hissettiklerimize inanırız. Dışarıdaki yaşam oyunu da gerçek olandır.
Neyi gördüğümüz değil niçin gördüğümüz önemlidir. Duygularımız hisseder ve tepki verir. Acı duygusal olarak kapanmanıza neden olur, haz genişleyip kendimizi özgür hissetmemizi sağlar. Şuna da inanırım yukarıdaki fikrimin tersine; yalnız yürüyen yalnız ölür. Gerçi şu da doğru değil mi? İnsanlar yalnız doğar ve yalnız ölür ve deniz bizi hep kıyıya tükürmüştür bir şekilde. Düşünüyorsunuz nasıl diye doğrudur. Hep birlikte hayata direndik, ama yolumuzu kaybetmeden diyebiliyorum. Aman ha sizde kaybetmeyin, dikkatli olun...
Hepimiz zamansızlıklarla çevriliyiz, önümüzdeki uzun yolculuğu hep görürüz. Hissedebilmek en önemlisi, âşık olarak geçirdiğimiz bir gün saniye gibidir. İnancım ölümsüzlüğedir. Kendimi hep enerji deposu gibi görmek hoşuma gider, ölüm korkusunu yok edip de yaşayalım içimizde. Engin bir enerji okyanusundaki enerji dalgacıkları olabilmek en güzeli Deneyimlerimiz sürekli anılara dönüşmeli. Egomuzu aşıp, evrensel bilinç okyanusuna dalabilmeyi başarabilmeliyiz. Algılamanın kapılarını açınca görünmeyen güzel olan ve asıl olan dünyayı görürüz. Uyuyarak tüketmemeliyiz kendimizi. Uykuda önemlidir ama fazlası değil. Uykudan beklentimiz şunlardır aslında; duygusal bedenimizin arzularını, korkularını, umutlarını ve fantezilerini ortaya çıkarmak. Uyurken beden yoktur, ruh vardır. İç benliktir gücün kaynağı. Ego, karanlık bir gölgedir sürekli, gücü zehirleyicidir, bağımlılık yapar ve yıkıcıdır. Egoyu eriten, yok eden tek şey "aşk”tır. İnsan hayatının acılığı aşkla karıştığında en berrak sular bile tatlı olacaktır.
Sevgi gücü saflığın gücüdür, kutsal tek kelimedir bence. Tüm kötülükleri o yok eder sadece, asil ve gerçek olanı bırakır. Korktuğun, öfkelendiğin, bencil bir ego ya sahipseniz sevmeniz zordur. Sevgi sizi arayacak ve sevene kadar uğraşacaktır. Kötülükleri sevgi yok eder. Sevginin gücünü hissedemeyenlere acırım hep. Sevgi, duygu ve heyecan ötesi bir kavramdır ve mutlak güçtür. Diğer tüm güçler zayıftır. En güçlü kral bile korku içinde yaşar eğer içinde sevgi yoksa bilir ki her şeyi ödünç almıştır. Krallar bile gücünü bırakıp sevgiye teslim olunca kraldır. Gerçek güç içten gelir. Sevilmek için önce sevmeniz gerekir. Koşulsuz sevgi önemlidir. Sevgi; öfke, korku ve bencillik kabuklarından sıyrılarak ortaya çıkar. Gerçek sevgi değişmez. Sahte sevgiler terk edildiğin de ne kalır? Gerçek sevgi huzursuz etmez, ifade edilmeye ihtiyacı yoktur.
Tüm sevgiler benlikten gelir, benlik "ruh"tur , "öz"dür,"içerik " tir tir, "mana", "anlam" dır dır. Bencillik ise sahiplenme, kontrol etmek ve hâkim olmaktır. Telaşlı huzursuzluğun bittiğinde kalbimizde gördüğümüz ışık sevgidir. Önce bir kıvılcım, sonra mum alevi, cayır cayır yanan bir ateş. Bu ateş tüm yeryüzünü kaplayacaktır, güneşi, ayı ve yıldızları da. Evrenimizde sadece sevgi kalacak ama yinede bunların hepsi kalbimde olacak. Güven bunu anlamakla başlar. Kullandığımız sevgi kelimeleri önemlidir, onlar gizli geçitlerin kapılarıdır. Uyumlu çocuklar ana babalarından aldıkları uyumlu kelimelerle uyumlu olabilirler ancak. Çocuklarımıza ilk önce 'evet' ve 'hayır' vermeliyiz. En güçlü iki kelimedir. Her ikisi de sınırlar koymak ya da sınırları kaldırmak için kullanılmıştır. Kelimelerin gücü yeni şeyler de yaratmalıdır. Kelimeler hem bilgi hem de niyet içermelidir Örneğin "iyiyim" demek pozitifliktir.
Kelime oyunları önemlidir, kullandığımız kelimeler yıkabilirde, yapabilirde, onarabilirde, parçalayabilirde. Bundan daha dikkatli ve sevgi ağırlıklı, pozitif kelimeler kullanmak gereği hep ağır basmıştır mutlu yaşamda…