AŞK dediğin nefesini kesmeli,
soğuk bir gece gibi seni titretmeli,
aşk dediğin üzerine karlar yağdırmalı,
buram buram olabildiğince yaşamalı,
Aşk dediğin seni inletmeli, bir anda ciğerini sökmeli
tüm yoğunluğuyla seni sarmalı
Aşk dediğin günahkar olmalı her dakikası seni çıldırtmalı... (derlemelerden)
Aşkı bildiğin ölçüde aşık olusun. Aşk doğanın bir gücüdür ve gerçeği barındırmalıdır. En saf aşk, en umulmadık yerdedir, bağımlılığın olmadığı yerdedir. Aşk yüce ve güzel bir duygu olarak bilinir. Aşkta hep bir sır vardır, özü evrensel güçtür ve kişisel bir histir. Aşkta hiçbir bağımlılık ve sahiplenme yoksa değerlidir. Aşk insanı kendinden geçirecek coşkulu bir hale sokar ve en iyi haliyle aşk; bilinmeyeni diğer bir ruhla paylaşmak belirsizliğin bilgeliğine adım atmaya istekli olmaktır. Aşk tektir. Bir başkasına duyulan kişisel aşk evrensel aşkın bir noktada toplanmış halidir.
Bir yerde okumuştum "Aşkın ilk soluğu, mantığın son soluğu..."doğru değil mi? Bazen aşkta, onun acılarından bıkmış bir gönlün serzenişi olur kişi. Ama her aşık gönül acılarla sitemler eder ara sıra. Fakat aşk ve sevda onun gıdası olur, ondan vazgeçemez bir türlü istese de. Aşk umuda bakmalı ve ruha neşe ve huzur vermelidir ki yormasın... Simsiyah yankılar vermesin ki rahatlatsın bizi. Aşk hatalara karşı daima kördür daima mutluluklara meyillidir, kanun tanımaz kanatlıdır ve tutuklanamaz. Kafaların bütün zincirlerini kırar geçer...
Evrensel aşk bir kişiye duyulan aşkın genişlemiş bir halidir... Açık olursak ikisini de sonsuza dek yaşarız. Aslında hepimiz imajlara aşık oluruz. Aradığımız hayallerimizi yansıtacak veya onaracak biridir ya da eksiğimizi tamamlayacağımız bir parçadır aşk. Kıskançlık ve nefret aşka karşı gibi görünürler ama aynı zamanda da aşka geri dönmenin bozuk yolları gibidirler. Kıskanç insan da sevgiyi arar ama çarpık bir şekilde arar, nefret eden insan çaresizce sevgiyi istiyor olabilir ama bulamamanın umutsuzluğu ile nefret eder...