Nesrin Özyaycı Hakkında
Nesrin Özyaycı, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Gaziantep’te doğdu.
İlk, orta, lise öğrenimini Gaziantep’te tamamladı. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dil Bilimi Bölümü’nü
bitirip aynı süreç içinde Öğretmenlik Sertifikası da almıştır. Lisans öğreniminden 1980’de mezun olup
ODTÜ Gaziantep Mühendislik Fakültesi’nde 1983 yılının son gününe kadar Lisan Okulu’nda İngilizce
Öğretim Görevlisi olarak çalıştı.
ODTÜ bursuyla, İngiltere’de teknik İngilizce eğitimi veren Lancaster Üniversitesi’nde bir süre öğrencilik
yaptı. Ankara ODTÜ’de Dil Eğitimi ve Öğretimi üzerine yüksek lisans çalışması tez aşamasındayken,
YÖK tarafından görevinden alındı.
Yargıtay kararıyla ODTÜ’deki görevi kendisine iade edilmiş olsa da, içinde bulunduğu ‘yeni’ ofis ortamına
yirmi dakika katlanabilmiş ve görevden bu kez kendi isteğiyle geri çekildi.
Gaziantep Ağzı üzerine yaptığı mezuniyet araştırma tezi bugün Hacettepe kütüphanesinde yerini almıştır.
Üniversitedeki görevinden sonra, Gaziantep’te Sanko Tekstil Sanayii Firması’nda kambiyoda İngilizce
yazışmalarla ilgilenir. Özel sektördeki bu işi donanımına uygun olmayışı sebebiyle altı ay çalıştıktan bıraktı
ve kendi işini kurdu.
Gaziantep’in ilk bilgisayar ve İngilizce eğitimi veren özel kursu olan Biem, Bilgisayar ve İngilizce
Kursları’nda kurucu müdür olarak çalışmaya başladı. On yedi yıllık süren bu özel sektör deneyiminden
sonra, kendine bir web sayfası hazırlayarak, hayali olan edebi ve akademik doygunluğa burada ulaşmaya
çalıştı.
Türkiye’nin zorlu dönemlerini yaşamış biri olarak yaşam deneyimlerini, edebiyat alanında şiir, öykü ve
deneme türlerinde çalışmalarıyla bu platformda bağımsız olarak paylaşmaya başladı.
“Işık” adlı şiir kitabını, Mayıs 2002’de Gaziantep’te Gaziyurt matbaasından kendi imkânlarıyla yayınladı.
Bu kitapla İstanbul 2002, CNR Uluslararası Kitap Fuarı’na katıldı ve bireysel, bağımsız bir çabayla tek
başına kurduğu stantta edebiyat dünyasına ilk adımını atmış oldu. Standın kirasını “Işık” şiir kitabından
elde ettiği gelirle ödemiştir.
“Kanka” adlı anı kitabı, Temmuz 2003 yılında Türkiye Yazarlar Sendikası Denetleme Kurulu Başkanı
Lütfi Kaleli’nin editörlüğünde Can Yayınları tarafından yayınlandı.
Adil Ali Atalay’ın sahibi olduğu Can Yayınları, Özyaycı’nın “Işık” şiir kitabını sergilediği 2002 Kitap
Fuarı’nın stant komşuydu. Lütfü Kaleli’yle bu sayede tanıştı. Bu tanışıklık sayesinde Kaleli, Özyaycı’nın
yayına hazırlamakta olduğu “Kanka” adlı anı kitabının editörlüğünün yanında, basım-yayım ve tanıtımını
koşulsuz şartsız üstlenmiştir. Kaleli’nin ön ayak olduğu dergi tanıtımlarında “Kanka”dan, ‘yakın
tarihimizin canlı bir belgeseli’ niteliğinde ifadeleri yer almıştır. “Kanka” anı kitabının baskısı tükenmiştir.
Özyaycı, Rotterdam kaynaklı Anafilya adlı Türkçe edebiyat, kültür ve sanat dergisinin 2003 yılında
yayınladığı “İzdüşüm I” adlı seçkide, “Irak İçin Tırlarla Papatya” denemesi; “İzdüşüm II” seçkisinde ise
“Yağmur Duası” adlı şiiri ve “Bir Kadın” anlatısı ile yer aldı.
Edebiyat dalında ilk kez katıldığı bir yarışma olan Sabit İnce 2005 Edebiyat Ödülleri’nde “Kanka” adlı anı
kitabı deneme dalında ikincilik ödülüne değer görüldü. Bu yarışmada birinciliğe layık eser bulunamadı.
Ekim 2006 yılında, “Türkiye Edebiyat Kültür Adamları Ansiklopedisi”nde biyografisi ve “Kuşlar” adlı
öyküsü yayınlandı.
Yerel, ulusal, uluslararası edebiyat dergilerinde, antolojilerde, gazetelerde yazıları; yazıları ile ilgili
eleştiriler yayınlanmış olup, bireyin, toplumun sosyo-kültürel değişimlerini, sevgi, barış ve eğitim
temalarını işleyip irdeleyen pek çok şiiri, denemesi ve öyküsü yayına değer görüldü.
Bir dönem Türkiye Edebiyatçılar Derneği üyesi olarak, derneğin Gaziantep temsilciliğini yapmıştır.
“Alleben’de Boğulmak” adlı öykü kitabı, 2005 yılında Kum Yayınları’ndan Aydın Şimşek editörlüğünde
yayınlandı. Raf hacmi olarak ince fakat ses olarak güçlü bir öykü toplaması olan bu kitap için Türkiye
Yazarlar Sendikası’nın düzenlediği imza gününde bulunan Hülya Soyşekerci’nin, bu kitap hakkında
Radikal Gazetesi Kültür Sanat Eki’nde “Alleben’de Yeniden Doğmak” başlığıyla bir inceleme yazısı
yayınlandı.
Özyaycı, o yıl Tüyap Kitap Fuarı’nda bir panele konuşmacı olarak çağrıldı ve bu öykü kitabıyla İzmir,
Bursa Tüyap kitap fuarlarına davetli olarak, Türkiye Edebiyatçılar Derneği’nin ve yazılarını yayınlayan
edebiyat dergilerinin stantlarında okurlarına kitaplarını imzaladı.
İstanbul Tüyap Kitap Fuarı’nda Can Yayınları standında kitaplarını imzaladığı sırada, öykücü Osman
Şahin’den bir not aldı. Berfin Bahar Dergisi standına bir davet içeren bu not sayesinde, Osman Şahin’le
şahsen tanıştı ve Osman Şahin’in şu sözlerini hiç unutmadı: “Hocam kalemine hayranım… Yalnız şunu
unutma, kalemine ihanet etme. Beyaz elbiseli temiz bir kızsın, eteğine çamur sıçratma…”
Edebi yaşantısının yanında bir iş kadını olarak Özyaycı, kendi şehrinde sektörün büyük ve saygın bir
kurumuBiem’in (Bilgisayar, İngilizce Eğitim Merkezi) kurucu müdürlüğünü sürdürdü. Gaziantep
Belediyesi personeline; ticaret ve sanayii odalarına ve ilgili işletmelere yönelik, kurumunda açtığı Mimari
Çizim ve Uzmanlık düzeyindeki İngilizce kurslarıyla eğitimler verip bölgenin iş hayatına önemli katkılar
sundu.
Bir süre sonra, edebiyat çalışmalara yoğunlaşma isteğiyle iş yaşamına son verdi ve fuar çalışmalarına
ağırlık verdi.
Ankara’da düzenlenen 3. Boyut Şairler adlı bir şiir dinletisine davet edildi ve şiir severlere “Vasiyetim”
adlı şiirini okudu.
İzmir Tüyap’ta Türkiye Edebiyatçılar Derneği standında Erdal Öz’le tanıştı. İki kalem, karşılıklı kitaplarını
imzalayıp birbirlerine hediye ettiler. Özyaycı için Erdal Öz, eserlerini zevkle ve hayranlıkla okuduğu büyük
bir isimdir.
Kendisi Erdal Öz’den işittiği, şu nasihat niteliğindeki sözleri de hiç unutmamıştır: “Sen böyle ortalarda ne
dolanıyorsun; evine git, Kıçını kır otur yaz, sen sadece yaz. Bak soyadında Öz var senin, Öz…”
Bunun üzerine yazar, kıyısından köşesinden de olsa şahsen tanıklık ettiği yoz edebiyat ortamının
tehlikelerine işaret eden bu ‘özlü’ nasihat üzerine, kitaplarını toplayıp standını terk etti. Özyaycı için büyük
sözü dinlemek esastı. Berfin Bahar Kültür Sanat Edebiyat Dergisi sahibi İsmet Arslan, Özyaycı’nın bu
vedasının şahididir.
Bu, yazarın katıldığı son kitap fuarı oldu.
2007 yılında Gaziantep Ticaret Odası tarafından bir kültür projesi için Gaziantep’e yurtdışından yabancı bir
grup davet edildi. “Atatürk’ün Kızları” başlıklı proje çalışması içinde Amerikalı, Lindee adlı bir kadın
yazar da bulunuyordu. Lindee, GTO’nun davetlisi olarak otelde ağırlanacak olmasına rağmen, yerel kültüre
daha yakın olmak amacıyla Özyaycı’nın evinde misafir olmayı tercih etti.
İki kadın yazar arasında doğan yakınlık üzerine, Özyaycı yakın zamanda editöryal, grafik, mizanpaj ve
ofset çalışmalarının Almanya kaynaklı Havuz Yayınları’ndan Nida Öz’ün tamamladığı “Işık II” adlı şiir
kitabının dizgiye hazır CD formatını Lindee’ye hediye etti ve nihayette “Işık II”, Amerikalı yazarın
referansıyla, bağlantıda olduğu InfinityPublishing’den Türkçe olarak basıldı.
Infinity Publishing, şiirleri İngilizce çevirileriyle birlikte basmak istese de Özyaycı bu fikre sıcak bakmadı.
Yazara, yayınevinin gönderdiği uzun bir mektupta “Işık II” için şu ifadeler yer almıştır:
“Tebrikler! Kitabı basılmış bir yazar olarak sizin, Kypling, Cumming, Lawrence, Dickens, Wolf’la ortak
noktanız bir var… Kitabınız hem infinity.com, hem de amazon.com’da tanıtılmaktadır. Ayrıca, Eylül
2007’de düzenlenecek, sponsorluğunuInfinityPublishing’in yaptığı Dünya Yazarları Konferansı’na
davetlisiniz…”
Özyaycı bu davete otaokulda okuyan kızı Başağı bırakıp katılamadı. “Işık II” adına Gaziantep Ticaret Odası Başkanı
Mehmet Arslan’ın girişimiyle bir basın bülteni yayınlandı ve kitap, Türkiye Edebiyatçılar Derneği
stantlarında ve ilde düzenlenen çeşitli fuarların raflarında kendisine yer bulmuş ve internette halen
satıştadır.
Ardından yazar, Egeli kadın yazarlardan oluşan bir öykü kitabı atölyesi çalışmasına Hülya Soyşekerci
tarafından davet edildi. Çalışmanın sonunda ortaya çıkan, “Savur Saçlarını Ege” başlıklı kitapta, “Martı”
adlı öyküsü bulunmaktadır.
Eylül 2008’de, düzeltilerini Hülya Soyşekerci’nin; dizgi ve kapak çalışmalarının Havuz Yayınları’ndan
Nida Öz’ün yaptığı, içinde “Alleben’de Boğulmak” öykü kitabındaki öykülerinin de yer aldığı,
genişletilmiş bir anlatı, öykü, şiir toplaması olan “…Ölmeseydi” adlı anlatı kitabı, İstanbul’da Melisa
Matbaacılık tarafından basıldı.
Özyaycı, kitabının satışını internet sitesi üzerinde kendi gayretiyle yapmaya devam etmektedir.
“… Ölmeseydi” amazon.com’da Almanca olarak tanıtımdadır.
2016 yılında …Ölmeseydi öykü kitabını İngilizceye çevirdi “…wishshewerealive” diyeAmerikada amazon.com dan yayınlandı
Daha iyi yazmak adına, otuz iki yıllık iş yaşamını noktalayan Özyaycı, bu son çalışması olan “Ayyuş”,
babasının ninesini dünüyle; ortak tarihimize yaptığı kahramanca katkısıyla; eski toprak bir Gaziantepli
olarak otantik yaşam biçimi ve özellikle de bu ülke toprağıyla harç edilmiş bir kadın figürü olarak sosyo-
kültürel ve psikolojik derinlikleriyle gözler önüne seriyor.
Milli Mücadele yıllarında Fransız kuşatması altındaki Antep’te Ayyuş nine, mağarada, savunma birlikleri
için yaylar yapmış; soyadını bu soylu görevi neticesinde almıştır.
Son Osmanlının iffetli Katherinası diye de adlandırılan o büyük asil nine Ayyuş, bağımsızlık yıllarında son
nefesini, sol bacağında hala duran iki Fransız mermisiyle vermiştir.
“Ayyuş”, 2004’ten bu yana resmi olarak hayatla tek başına mücadele eden, boşanmış bir kadın olan
yazarın, kahraman bir kadın atasına bir saygı duruşu niteliğinde.
Nesrin Özyaycı doğduğu şehir Gaziantep’te, dul bir kadın olarak evli yetişkin iki kız evlat annesi olarak yaşamını sürdürmektedir.